Üst Düzey Yöneticiyken Koşuyla Tanıştı. Zamanla Ultra Maratonlara Katılacak Kadar Kendini Geliştirdi. Bu Zorlu Yarışlardan Sonra Vücudunu Toparlamak Için Ise Fıstık Ezmesi Üretmeye Başladı. Merve Ülker Şu An Nutsall Markasıyla Dünyaya Açılma Planları Yapıyor.
5 yıl boyunca kurumsal hayatın içerisindeydim. Koşu ise hayatımın yaklaşık son yedi yılında var. İş hayatının zorluklarını, seni tüketip yoran şeylerin hepsini sıfırlayacak bir çözüm arıyor beyin. Sağlık için olmasa da herkes ertesi gün hayatına devam edebilmek için bir çıkış yolu arıyor. Benimki de koşu oldu. Tüm zorluğuna rağmen beyim koşu ile barıştı. Koşu kısmı daha kolaydı. Kurumsal hayatın içerisinde dengeleri kurmak çok zor oluyor. Antrenman yapmak için sabah çok erken kalkıyorsunuz ya da her antrenman programına uyamıyorsunuz. Yarışlar genellikle hafta sonu olduğu için, cuma günü akşam uçağıyla gider pazar günleri ilk uçakla dönersiniz. Arada da 50-60 kilometrecik de koşmuş olursunuz. Spor ayakkabıyı çıkarıp topuklu ayakkabıyı giyemediğim çok oldu. Ama “Değdi mi?” diye sorarsanız; bakıyorum yaptığım bütün koşulara, aldığım madalyalara, fotoğraflara... Hiçbiri için “Neden yaptım ki” diyemem…
Quisque Sagittis Non Ex Eget Vestibulum. Sed Nec Ultrices Dui. Cras Et Sagittis Erat. Maecenas Pulvinar, Turpis In Dictum Tincidunt, Dolor Nibh Lacinia Lacus.
Liam Neeson
50 kilometre değildi. Hep öyle olur; en son yarışa da 42 diye gittim 46 kilometre çıktı. Yolda “Son dört kilometre” dediler ama o dört kilometre 42 kilometreye eşitti. Çünkü o yorgunlukta beyin son dört kilometreyi kabul etmiyor.